23 Ocak 2009 Cuma

YENİ YIL, YENİ UMUTLAR :)

Evet! Nihayet geldi 2009. İyi ki de geldi. Neydi o öyle? Biz ki; nice krizleri yaşamış, nice badireler atlatmış bir toplumuz. Krizler neredeyse yaşama biçimimiz olmuş, sessizlik ve sakinlik yaşadığımızda yine bir şeyler olacak endişesi yaşarız sürekli. Ama 2008, hepsini solladı doğrusu. Hem sadece bizi değil tüm dünyayı salladı. Dünya, alışık olmayınca böyle durumlara, tüm dengeleri alt üst oldu. Ya bizim?

Yeni yılın ilk gününde dolaşırken, 2 mizah dergimizin; komik, komik olduğu kadar da anlamlı kapaklarına rastladım. Birinde, -hani geçen yılı ihtiyar, gelen yılı da küçük bir çocuk olarak resmederler ya- onun gibi, 2 farklı Tayyip Erdoğan çizimi gördüm. Birisi 2008’i, diğeri 2009’u anlatıyordu. Büyük olan, küçük olanı kucağına almıştı. İlginç geldi bana. Yine birlikte olacağımızı, tüm gündemi ve yaşantımızı etkileyeceğini düşündüm. Diğer dergide ise, Bush’a atılan ayakkabı konusu kapak yapılmıştı. Ama bir farkla! Bush’un yerine veda konuşması yapmaya gelen, 2008’i anlatan bir yaşlı bir adam vardı. Ona da ayakkabı fırlatılmıştı. Ve şöyle deniliyordu 2008 için: “Hangi yüzle veda konuşması yapmaya geldin?”.

Haksızlık etmeyelim tabii. 2008 yılında bazı dostlarımızın yaşantısına güzel şeyler getirmiştir. Kimisinin bebeği olmuştur, kimisi dünya evine girmiştir ki, buna kendi kardeşim de dahil, kimisi yeniden aşık olmuştur. Kimisi işini kaybetmemiş hatta terfi bile etmiştir. Ancak ben genel çoğunluktan bahsediyorum. 2008 yılı hepimizi çok yordu. Hem bireysel, hem de işletmelerimiz çok sıkıntı yaşadı. Yeni yıl gecesi bile eski coşkuya pek rastlamadık.

Hadi gelin, artık 2008’i geride bırakalım. Tüm yaşadıklarımızdan gerekli dersleri alalım ve arşive kaldıralım. Artık 2009 yılındayız. Ümitliyim ben, hem de çok. Kendim için, ailem için, işim için, şehrim için, ülkem için ve hatta dünyam için. Eğer biz istersek, inanırsak ve eyleme geçersek, bu yıl ve önümüzdeki yıllar daha güzel geçecektir.

Lütfen sahip olduğumuz şeylere odaklanalım. Onlardan olumlu enerji alarak önümüze bakalım. İyi yönlerimize odaklanalım. Önce kendimize sonra tüm çevremize karşı saygılı ve hoşgörülü olalım. Mükemmel olacak, mükemmel olacağız diye, iyi olan şeylerin kıymetini gözden kaçırmayalım. Önceliklerimizi bir kez daha gözden geçirelim. Yaşamımızdaki araçlar, amaçlara dönüşmüş olmasın. Hırslı olmak, risk almak tabii ki faydalı. Ancak kontrolü kaybetmeyelim. Ne derler bilirsiniz. “Kontrolsüz güç, güç değildir.”. Sadece zarar verir.

Daha çok dinleyelim. Dinlediklerimizi yorumlayalım. Araştıralım ve hem kendimizi hem de etrafımızdakileri geliştirelim. Unutmayalım. Gelişim yaşam boyu sürer. Çevremizdeki, şehrimizdeki bilgili, tecrübeli insanlardan yararlanalım. Sorarsanız, öğrenmek isterseniz, “küçülmezsiniz!” merak etmeyin. Unutmayın!... Dünyadaki en önemli ve en pahalı 2 şey; “Bilgi ve Teknoloji”dir. Sorun, danışın, koçluk alın, gelişin. Yaşam kalitenizi hep arttırın. Aman sendecilikten uzak durun.

Büyüklerinize saygı gösterin. Onların bugüne kadar ki yaptıklarına sahip çıkın. Onları koruyun ve geliştirin. Ve lütfen insani değerleri hiçbir zaman unutmayın. Eğer hepimiz üzerimize düşeni yaparsak, inanın tedirgin olacak bir durum kalmayacaktır. Hani derler ya; “Herkes kendi evinin önünü temizlese ve başkasının evinin önünü kirletmese, bütün her yer tertemiz olur.” diye. Onun gibi; önce hepimiz kafalarımızı temizleyelim ve başkaları için olumsuz düşünmeyelim, başkaları da aynısını yapsın, o zaman tüm toplumumuz tertemiz bir toplum olalım.

Güzel bir yıl, sağlıklı bir toplum olmamız dileğiyle!...

Hiç yorum yok: