27 Haziran 2008 Cuma

YÖNETİCİ Mİ? LİDER Mİ?

Bu paylaşımımızda “yönetici” ile “lider” kavramları üzerinde duracağız.

Yönetim, bireylerin gereksinimlerini gruplar tarafından yapılan faaliyetler yoluyla karşılamaya çalışması sonucu ortaya çıkar. Bu yolla, hem grubun hem de bireyin amaçlarının gerçekleşmesi kolaylaştırılmış olur. O halde, yönetim, gerek bireylerin, gerekse toplulukların belirli türden amaçlarının gerçekleştirilebilmesini kolaylaştırmaya yönelik bir faaliyettir.

Peki; yöneticilik işi, sağduyuya ve sevgiye dayalı bir sanat mıdır? Bir insanın çalışmak yoluyla elde edebileceği birtakım yetenek ve becerilere bağlı bir iş midir? Bir bilim dalı mıdır? Yoksa bunların hepsinin karışımı denilebilecek bir konu mudur?

Yöneticileri değerlendirmede uzun yıllar 2 temel kriter kullanılmıştır: Bunlardan birincisi yöneticinin kişiliği ile ilgili olması. İkincisi ise; kararların alınış tarzı ve karar almada kullanılan yöntemlerin etkinliğidir. Daha sonraları; bir yöneticiye düşen işin, bir iş yerinde kendisine bağlı elemanlar grubu ile diğer elemanlar arasında yaklaştırıcı ve bağlayıcı ilişkiler kurmanın önemi savunulmaya başlanmıştır.

Bir yöneticiye düşen iş; gerek kuruluşun, gerekse görevli kişilerin amaçlarının gerçekleştirilebilmesine yardımcı olabilecek bir hava yaratabilmektir. Bunu yerine getirebilmesi için bir yöneticinin ne gibi özelliklere sahip ve nasıl bir insan olması gerektiği hususunda bir yargıya varabilmek oldukça zordur. Bunların yanında, bir yöneticinin başarı sağlayabilmesi için kendi alanında bir miktar teknik yeteneklere sahip olmasının zorunlu olduğunu da hemen eklemem gerek.

Aşağıda, “İyi bir yönetici”nin özelliklerini bulacaksınız. Sizlerin, bu özellikleri okuyarak, kendinizin nerede olduğunuzu değerlendireceğinizi, bir sonuç çıkaracağınızı düşünüyorum.
1. İyi bir yönetici, hedeflerine ulaşmak için beraber hareket eden bir ekip kurma konusundaki kararlıdır.
2. Başkalarına öğrettiklerini gerçek yaşamda uygular ve herkese örnek olacak şekilde saygı görmeyi hak eder.
3. Büyük yöneticiler, yakın arkadaş olmazlar.
4. “Sevilenler” oyununu oynamazlar. Hak ve adil olma konusunda duyarlıdırlar.
5. Büyük yöneticiler, geleceğe yönelik vizyon geliştirirler.
6. Askıda kalan sorunlara yönelir ve hızlı bir şekilde sağlam kararlar alırlar.
7. Risk almayı teşvik ederler. Gelişmek için risk almak gerektiğine inanırlar.
8. Üst düzey insanları işe almada, eğitmede ve elde tutmada uzmandırlar.
9. İyi yöneticiler, değişimi sağlıklı bulurlar. Değişim, bir ofise heyecan katar. İnsanları coşturur.
10. İnsanlara, rahat olma ihtiyaçlarını kullanarak kişisel imgelerini değiştirmede yardımcı olurlar.

Liderlik; kısaca, insanları belli amaçlara yöneltme yeteneğidir. Lider ise, grup üyelerini bir araya toplayan ve onları grup amaçlarına güdüleyen insandır. Diğer bir deyişle, lideri, grup üyeleri tarafından izlenen kişi olarak da tanımlayabiliriz. Lider aynı zamanda; bir grubu belirlenen, istenen amaçlar doğrultusunda başarılı olmaya güdüleyen, yönlendiren, yönelten kişidir.

Lideri grup üyelerinden ayırmanın iki yolu vardır. Birincisi grup içerisinde kimin diğerlerinin üzerinde daha çok etkili olduğu, ikincisi ise üyelerden hangisinin diğer üyeleri belirlenen hedeflere yöneltmede daha etkili olduğudur.

Liderlerin en önemli özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.

1.Güçlü Kişilik Özellikleri
2.Üstün Organizasyon Yeteneği
3.Etkin İnsan Gücü Yönetimi
4.Yüksek Kurumsal Güç

Şimdi biraz daha detaya girerek, bu başlıkların ne demek olduğuna bakalım.

1. Güçlü Kişilik Özellikleri:
a. Açıklık,
b. Karizma,
c. Mücadele ruhu,
d. Yaratıcılık(Innovation),
e. Güven,
f. Nitelik ve bilgi,
g. İletişime, fikirlere ve değişime açıklık,
h. Tutku,
i. Çalışkanlık,
j. Güvenilirlik.

2. Üstün Organizasyon Yeteneği :
a. Yetki devri,
b. Ortaklarla çalışmak,
c. Hedef oluşturmak,
d. İnsan ve bilgi odaklı olmak,
e. Organizasyonu bütünüyle görebilmek,
f. Uzağı görebilmek,
g. Yetenek + Yetkinlik = Yeterlilik (Yetki Devri ),
h. Paylaşmak,
i. Paraya ve hiyerarşiye odaklı değil,

3. Etkin İnsan Gücü Yönetimi:
a. Çatışma yönetimi ve iletişim yeteneği,
b. Durumsal liderlik,
c. Motivasyon yaratma,
d. Yetenekleri açığa çıkartma,
e. Takım oluşturma,
f. Adil ödüllendirme,
g. Farklı bakış açılarını bir arada tutabilme,
h. Takım üyelerinin motivasyon becerisini arttırmak.

4. Yüksek Kurumsal Güç:
a. Yatay hiyerarşiyi oluşturmak,
b. Kurum aidiyetini sağlamak,
c. Toplam Kalite Duygusunu benimsetmek,
d. Müşteri odaklı düşünmek,
e. Rekabet gücü ve esnekliğe sahip olmak,
f. Değişime ve öğrenmeye açık olmak.

8 Haziran 2008 Pazar

YÖNETİM = KARAR VERMEK

Yönetim eşittir karar vermektir. Bir yöneticinin kararı, astlarına ve örgüte emir olarak yansır. Eğer bir yönetici karar veremiyorsa, emir veremiyordur. Emir veremiyorsa da, YÖNETEMİYORDUR.


Yönetim -----İş Yaptırma----1)Ne yapılacak?---2)Nasıl yapılacak?---3)Sonuç?


Yukarıda yer verdiğimiz “Yönetim Akışı”nda da belirtildiği üzere, yönetim, “iş yaptırma” becerisi ile özdeşleşmektedir. Bu beceriyi; etkin ve sonuca ulaştıracak 3 aşama mevcuttur. Bunlar; 1.) Ne yapılacak? (KARAR Aşaması), 2.) Nasıl yapılacak? (UYGULAMA Aşaması) ve 3.) Sonuç ne olacak? (KONTROL Aşaması). Bu aşamalar, “Yöneticiler” tarafından doğru takip edilmezlerse, etkin bir yönetimden bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Yönetim kavramını açıkladıktan sonra, biraz da “Yönetici” kavramı üzerinde duralım. İlk aklıma gelen soruyu tartışalım isterseniz öncelikle. Yönetici ile Girişimci aynı kişiler midir? Farklıysa ne farkları vardır? Öncelikle “Girişimci” kavramını açalım. Günlük yaşantımızda girişimci(müteşebbis); işadamı, atılgan, tuttuğu işi başaran kimseler olarak anlaşılmaktadır. Aslında girişimci; emek, sermaye ve doğal kaynakları bir araya getirip birleştiren kimsedir. Yönetici ise; insan, makine ve para gibi değerli, fakat örgütlenmemiş kaynaklardan tam olarak yararlanabilen kişidir. Bir başka tanımla; yönetici; işletme içi ve dışı etkinlikleri kordine eden ve kuruluşa bağlı elemanları ortak bir amacı gerçekleştirebilmeleri yönünden özendiren, onlarda şevk uyandıran kimsedir. Yönetici tanımı yaparken en iyi yanıtı yine Mary Parker FOLLET’ten alıyoruz. Diyor ki, “Yönetici, başkaları aracılığıyla iş gören kimsedir.”

Peki; yöneticilerin farklı türleri var mıdır? Evet!... Birkaçından bahsedelim.

1.Kopuk Yöneticiler: Özenli, düzenli, tutucudurlar. Kesinlik, doğruluk ve yetkinlik ararlar. Hep düzeltme çabası içerisindedirler, iletişim becerileri düşüktür. Yaratıcılığa değer vermezler. Astlarına kişiler olarak değil, iş sisteminin parçaları olarak bakarlar.

2.Yetkici Yöneticiler: Tüm kararları kendileri verirler. Eleştirmeyi çok severler. Tehdit edicidirler. Acele eyleme geçilmesini, sonuçların hızla alınmasını isterler. Yaratıcılığa olanak vermezler. Görevi, en üst düzeyde tutarlar.

3.İlgili Yöneticiler: Kişiler önce gelir düşüncesindedir. Kişisel gelişimi ön planda tutarlar. Sessiz, mütevazı, duygusaldırlar. Astlarını daha iyi tanıma olanakları bulurlar. En önemli kişisel güçsüzlüğü duygusallığı ve diğerleri tarafından beğenilmeme, sevilmeme korkusudur.

4.Geliştirici Yöneticiler: Dinler, iletişim kanallarını açık tutar. Yol gösterir, yetenekleri geliştirir. Anlayışlıdır, destekleyicidir. Diğerleriyle işbirliği kurar. Diğerlerine güvenir, güvenilir.

YÖNETİM SANATI

“Yönetim bir sanat mıdır?”. Evet! Yönetim bir sanattır. Ancak bu sanat nasıl bir sanattır? Özellikleri nelerdir? İşlevleri nelerdir?

Bu soruların yanıtlarına geçmeden önce Çiçero’un ünlü bir sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Demiş ki Çiçero: “Rastgele seçilen bir yönetici; kur’a ile seçilmiş bir gemi kaptanından farksızdır. Her ikisinin de sonu mutlak batıştır.” Ne dersiniz!.. Haklı olabilir mi?

Yönetimin tanımı ile başlayalım. Yönetim; “Organizasyon kaynaklarının etkin ve yeterli biçimde planlanması, örgütlenmesi, yöneltilmesi, ve denetlenmesi yoluyla organizasyon amaçlarına erişilmesidir.” Daha kısa bir tanımını eski yönetim bilimcilerden Mary Parker FOLLET yapmıştır. Yönetim için; “insanlar aracılığıyla iş yapma sanatıdır.” demiştir.

Bu yapılan tanımlar içerisinden “Yönetim” kavramının özellikleri ayıklayalım.
1.Öncelikle; yönetim faaliyetinde, insanın insanlarla olan ilişkisinde bahsedebiliriz.
2.Ayrıca; bir yönetim faaliyetinden söz edebilmemiz için, bir yönetici ile birlikte en az bir yönetilenin olması gerekmektedir.
3.Bir başka özelliği; yönetim faaliyetinin, bir veya birden fazla amacın gerçekleştirilmesine yönelik bir faaliyet olmasıdır.
4.Buna ek olarak; yönetim faaliyetinin belirlenen amaçlara ulaşması iş birliğini gerektirmektedir. Her yöneticinin işletme faaliyetlerinin paylaşılması noktasında iş bölümü yapmaları işletme yönetimi için gereklidir.

“Yönetim” kavramının genel özelliklerinden bahsettikten sonra, tanımda da açıkça belirtildiği üzere, planlama, örgütleme(kadrolama), organizasyon, yöneltme ve denetim işlevleri mevcuttur. Bu işlevleri şöyle açmamız mümkündür:
1. Planlama: Gelecekteki organizasyon şekli ve amaçları için gerekli görevlerin ve kaynakların kararlaştırılmasıdır.
2. Organizasyon: Yapılacak işlerin belirlenmesini ve bu işleri kimlerin yapacağının belirlenmesidir.
3. Kadrolama: İşletmede nerede, ne zaman hangi nitelikte iş gücüne ihtiyaç duyulacağının doğru olarak saptanmasıdır.
4. Yöneltme: Organizasyon amaçlarına ulaşmak için iş görenleri motive etmek harekete geçirme fonksiyonudur.
5. Denetim: Organizasyonun amaçlara ulaşıp ulaşmadığının ya da ne ölçüde ulaşıldığının saptanması ve düzeltici önlemlerin alınmasıdır.

STRATEJİK PLANLAMA SÜRECİ

“Kurumsal Farkındalık” yazımda, “Stratejik planlama” kavramı üzerinde durmuş ve şöyle tanımlamıştım: “Stratejik planlama, organizasyonun bulunduğu nokta ile ulaşmayı arzu ettiği yer arasındaki yolu tarif eden bir yol haritasıdır.”. Bu tanımın ardından, “Stratejik Planlama”nın bir sadece bir belge olmadığını, geleceğe yönelik bir süreç olduğunu vurgulamıştım. Bu sürecin ilk aşaması olan, SWOT Analizi’nden bahsetmiştim.

Her işletme(organizasyon), bu analizi yaparak, “Şuan ki” durumları görmeleri mümkün olacağını belirtmiştim. Peki süreç bu kadar mı? Hayır tabii… Sürecin devamında yapılacak başka adımlar da yer almaktadır. “Stratejik Planlama Süreci”nin bir sonraki adımında, “Nereye varmak istiyoruz?” sorusunun yanıtı bulmak gerekecektir. Bu aşamada; “Misyon ve Vizyon” kavramları önemlidir.

Misyon; var oluş nedenidir.” Misyon oluşturmanın şu önemli özellikleri vardır: Misyon;
1.Zorlayıcı, harekete geçiricidir ve tüm ekibin aynı amaca kendini adamasını sağlar.
2.Dikkatleri tek ve belirgin bir noktada toplayacak, açık, kısa, ilham verici bir cümleler tercih edilir.
3.Ekiplerin var oluş nedenlerini bilme gereksinimine yanıt verirler.
4.Yayınlanmış bir ifade ile açıklanır.

Misyon oluşturmada aşağıdaki soruların yanıtları aranır:
1.Kimsiniz?
2.Ne yapıyorsunuz?
3.Kim için yapıyorsunuz?
4.Niçin Yapıyorsunuz?
5.Sizi özel kılan nedir?

Misyonu oluşturduktan sonra, “Vizyon Belirleme” aşamasına gelir sıra.

Vizyon; ulaşılmak istenen yerdir.”. Bir gelecek duygusudur. Herkes tarafından paylaşılan bir vizyon, işletmeye ait olma duygusunu geliştirir, amaçların sürekliliğini sağlar. Bugüne ve geleceğe anlam katar, liderlere ve çalışanlara harekete geçme gücü verir.

Belirlenen vizyona ulaşmada bize güç verecek unsurlardan birisi; “Temel ve Etik değerlerimiz”dir. “Temel ve etik değerlerimiz; organizasyonumuzu bugüne taşıyan, bize ait, bizi tanımlayan özelliklerimizdir.” Bugüne kadar iş yapışımızı, ilişkilerimizi, başarımızı etkileyen en güçlü yönlerimizdir.

Ardından; Ana ve ara stratejilerin belirlenmesi, politika ve hedeflerin belirlenmesi ile “Stratejik planlama süreci”nin, “Nereye varmak istiyoruz?” aşaması gerçekleştirilir.

Bu sürecin devamında; “Gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşırız?” sorusu vardır. Bu sorunun yanıtı ise; iş ve kaynak planlaması ile bulunabilir.

Stratejik planlama sürecinin son bölümünde ise, “Başarımızı nasıl izleyebiliriz ve ölçebiliriz?” sorusu gündeme gelmektedir. Yani; izleme ve ölçme-değerlendirme aşamasıdır. Çünkü, ölçülemeyen, kontrol edilemez. Kontrol edilemeyen de geliştirilemez yada değiştirilemez. Bu amaçla; raporlama ve performans göstergeleri kullanılması ön plana çıkar.

KURUMSAL FARKINDALIK

“Kurumsal Farkındalık” kavramını açıklarken ve sonuç ararken, “Strateji planlama” kavramından yararlanıyorum. “Stratejik planlama” teriminin çok değişik tanımları olsa da, benim en çok beğendiğim tanımı şöyle: “Stratejik planlama, kuruluşun(işletmenin yada organizasyonun) bulunduğu nokta ile ulaşmayı arzu ettiği yer arasındaki yolu tarif eden yol haritasıdır.”. Evet; ne dersiniz!... Size tanıdık geliyor mu? Çıkış noktamız belli yine, değil mi?

Ama öncelikle, “Stratejik planlama” konusunda birkaç şey daha söyleyelim. Stratejik planlama, günü kurtarmaya yönelik değildir, uzun vadelidir. Sonuçların planlamasıdır. Dinamiktir ve geleceğe yöneliktir. Dolayısıyla, değişimin planlamasıdır. Salt bir belge değildir. Stratejik planın hazırlanması, gerçekleştirilmesi için yeterli değildir. Planın sahiplenilmesi ve eyleme geçirilmesi gerekir. Asıl olan stratejik plan belgesi değil, stratejik planlama sürecidir.

Özetle;
• Neyi,
• Ne zaman,
• Nasıl,
• Hangi kaynaklarla,
• Ne kadar maliyete yapacağız?
• Neleri kontrol edeceğiz?
• Hangi durumlarda nasıl tedbirler alıp, nasıl iyileştirmeler yapacağız?’ın planlamasıdır.

Stratejik planlama sürecinin ilk aşaması ise, mevcut durumun analiz edilmesidir. Bunu yaparken değişik analiz teknikleri olsa da, en geçerli olanı, SWOT Analizi’dir. Bizim, kişisel farkındalık için uyguladığımız KEFE Analizi’nin hemen hemen aynısıdır. Sadece aynı soruları işletmemiz için düşünüp, yanıtlamamız beklenmektedir bu analizde. “Nerdeyiz?” sorusunun yanıtını, soracağımız 4 soruyla bulabiliriz.
Hatırlayalım...
1.Güçlü Yönler (Strengths),
2. Zayıf Yönler (Weaknesses),
3.Fırsatlar (Opportunities)
4. Tehditler (Threats).

Swot Analizi’nde çıkacak veriler, işletmemizin, şuan ki yeri ile ilgili bilgileri içerecektir. Bu bilgiler ışığında, stratejik planlama sürecinin diğer aşamalarına geçmek mümkün olacaktır.